Apartmanımızda oturan iki çocuklu bir ailenin er kişisinin,
bir süre evvel, gece vakti ağlayarak bir kadını arayıp, balkonda "elimde
silah var. Seni görmeme izin ver. Kendimi öldüreceğim. Karımdan ayrıldım."
vb şeyler deyip, fon müziği olarak da "Oy Asiye Aaasiyeee... tütün koydum
bir şeye" şarkısını seçip, bağırmaları eşliğinde, evde adamın konuşmaları
naklen dinlenmeye başlanmıştır. 2 saatin sonunda kadını eve gelmeye ikna
etmiştir. Kadın eve geldikten sonra da çeşitli zırıldamalar, kendini balkondan
atmaya çalışmalar, karımdan ayrıldım ama o benim çocuklarımın anası; yeri
ayrıdır demeler, gel bu evi senin üstüne yaptırayım, beni kimse anlamıyor
temalı türlü konuşmalar devam etmiştir. Kadın evden gitmeye çalıştıkça, adam
türlü şebeklikler yaparak kadını durdurmuştur. Bu süre içinde kadın gidebilmek
için karta yakın sesiyle "Çocuklarımı uyuttum geldim (hö?), yanlarında
erkek arkadaşım var(hö?). Eve gitmem lazım. Bırak da gideyim artık." gibi
cümleler kurmuştur. Bu süre boyunca kulaklık takıp son ses müzik dinlemeye,
dizi izlemeye çalışsam da nafile olmaktadır. Sürekli bir takırdı, sürekli bir
bağırış çağırış hakimdir. Zira, insanların yaşadıkları çok da umurunda olup,
hemen kulak kabartan biri değilimdir. Gel zaman git zaman...(Vay anasını! Büyüdüm
de kurduğum cümlelere baaakk!!!) totalde 1.5 saati bulunmuştur bu konuşmalar. Gürültüler
kulaklığımdan gelen sesleri bile aşmaktadır ve iyice sabrım taşarak "Ehhh
sıçıcam artık hah!" modunda tekrar balkona yöneldiğimdeyse, duyduğum
sesler karşısında önce "İçim mi fesat?" diye kalakaldıktan sonra, söz
konusu sesler daha bir anlam kazanmaya başladı. "Bir tek ben mi duyuyorum
bunları? Ohaaa kadın bildiğin bağırıyo! Lannnn sokak inlediii!" diye kalakalıp,
etrafa bakmaya başladım. Fakat, saatin geçliğinden mütevellit, kimse duyup da
pencereye ya da balkona çıkmadı. "Meğersem, üst katımızda oturan amca da Rocco
performansına yakın, “legendary”miş. Sevişirken 'ooooyy' diye mi bağırılır
teyze puhahaha..." diye kendi kendime bir yandan yarılıp, bir yandan şok
içinde, bir yandan tiksintiyle, bir an önce balkondan çıkmaya yönelmeye
yönelmiş bir halde dona kalmışken, ezan sesi duyulduğunda, ani gelişen bir
takırtı sonunda toparlanıp, durdular. İşte, sevişirken ezan okunması böyle
insanın elini böğründe bırakan ve ayağına dolandıran bir şeymiş, o gün bunu
anladım.
Bu arada, adam karısından ayrılmış falan değil; karısını
çocuklarıyla birlikte memlekete bir haftalığına göndermiş biriydi. Bir de kadın
ezan sonrasında "karından boşanmadıysan seni mahvederim." deyip,
kahkahalar atarak, zevkten dört köşe konuşmalar yapmaya başladı ki, ben artık
daha fazlasına dayanamayıp, kafama yastığı geçirip uyudum. bir de bunun 6-7 ay
sonrasında kadının sarhoş bir şekilde gelip, yanlışlıkla bizim evin kapısını
çalması var ki, bu da ayrı bir dünya...
Müslüman doğulmayıp; olunmalıdır belki de. Karını aldat
günah olmasın; ezan okunurken seviş günah olsun. Ama yıllar sonra şimdi anlamış
bulunuyorum, neden “Oy Asiye”:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder