Google

Ben iyiyim de, çevrem kötü...

3 Kasım 2012 Cumartesi

“Sonbahar” veya “kasım” deyince kırık bir hale gelip, hassaslaşıp ibneleşen bünyeler yüzünden sonbahar, sarı veya kahverengi tonlardan, içinde “kasım”, “sonbahar” geçen sevdiğim veya sevmediğim film, müzik ve her türlü zımbırtıdan nefret edip, hayatımın 3-4 ayını sonbaharın başka bir mevsime denk geldiği bir yere göç ederek orada geçirmek istiyorum, sıcak havalardan üstüne işenmiş gibi sıcak veya ılık ve ıslak bir his ve boğuk, boğan, boğucu, nefes kesici bir koku almış hissi yaşayarak tiksinen biri olmama rağmen…
Mevsimsel olayları içselleştirmeyip, duygusallaştırmayıp, kendine mal etmeyip, sloglanlaştırmayıp, sadece bir hava olayı olarak nesnel bir şekilde kabul edebilseniz ne süper olur ha! Sinirden ruh halime uygun şarkı dinleyemiyorum isimleri sonbahar diye mevsim sonbahar olsa da olmasa da!!
Yağmur yağınca duygusala bağlayanlar, kasımda aşkın başka olduğuna kanaat getirmişler, kar yağınca üzerine battaniye örtüp sıcak bir şey içip film izlemek isteyen, sonbaharda yapraklar sararınca ayrı bir bohem moduna, ilkbaharda çiçeklerin ve kaşıntı yumağı polenlerin belirmesiyle depresif bir mutluluğun peşinde ayakları yerden kesilip koşmaya uçmaya meyleden pötürcükler, yazınsa, selülitlerine rağmen vücudunu sergilemeye meyilli ve havada aşk kokusu alan duyuları hassas menopoz fisunların duygu patlamalarından ve koca kıçlar tarafından her mevsimde giyilmeye başlanan taytlardan gına geldi! Bi boku da sevmeyin Allah aşkına yaa… İğrençsiniz!

24 Eylül 2012 Pazartesi

Maç saatinde üzerine fenerbahçe forması giyip gezen kız... Takımını sevdiğini belli etmek istiyorsan ve o günün maç günü olduğunu öğrenmişsen, maç saatini de öğren ki, sokaklarda prim yapmaya çalışırken rezil olmayasın. 
Maç saatinde formayla gezdiğinde seni görecek insanlar, muhtemelen diğer takım mensubu olacaktır ve dünya güzeli dahi olsan sana gıcık olacak heriflerdir... Yani, kimseyi de bulamazsın o saatte... Salaksın, bari ortalık yerde beyan etme...

20 Temmuz 2012 Cuma

Vuh huu!!!

Kendini göremeyecek kadar kayıp mı eder karanlıkta insan kendini? Yoksa etraftan soyutlayıp kendine mi döner insan? Karanlıkta ortaya çıkan yüzüm mü sahte olan? Yoksa aydınlıktaki gülen yüzüm mü? Yoksa her aydınlığın arkasından gelen karanlık mı yüzümdeki? Karanlık mı gizliyor gerçek yüzümü? Yoksa gerçek yüzümü ortaya çıkarmam için cesaret mi veriyor? Paylaşmaktan yoksun birinde olan bencilliği mi yansıtıyor bakışlarımdaki hainlik? İstemediğim şeyleri görmememe imkan mı veriyor karanlık? Yoksa istediğim şeyleri mi görmemi sağlıyor? İçimde bir yerde iyilik mi var? Karanlığın içinde bir karanlık mıyım? Yoksa onun içinde parlayan bir iyilik mi? Aydınlığın içinde kalmış bir karanlık mıyım? Ya da aydınlığın içinde yaşamaya hakkı kalmamış ve karartılmış biri miyim?
Mutluluktan yükseklere çıkıp ayağım kaymış gibi, ölümüme kaza süsü vermeliydim. Güçsüz görünmeyi sevmem; pes etmiş gibi…Bulduğum ilk tümsekten kendini atmak bana göre değildi. Tıpkı mutluymuşum gibi yükseklerde gezinmenin bana uygun olmadığı gibi. Hiçbir şey bana göre değildi. Belki de bir şeye veya bir yere ait olacak kadar gerekli olmadığımdandır. Acaba yerimin kalmadığını anladığımda kendimi attığımda düştüğüm yer, bana ait olan yer mi oluyor?
Mutluluktan ayaklarım yerden kesilmiş ve bulutların üzerine çıkmış numarası yapamazdım. Bulutlar kimsenin ayaklarını taşıyamaz ki. Bunu herkes bilirdi zaten!!!
2006

29 Mayıs 2012 Salı

Ataların, sosyal platformların oluşturulabileceğini de ön görerek, tam onlara ilgi azalmışken, zamanın ötesine biraz daha geçebilmek için twitter formatına uygun konuşmuş olmaları...

Ünlü amcaların söylediği her söz twitter'ın karakter sınırı kuralına uygun oluyor nedense... Sanki sezmiş adamlar ileride böyle bir şey olacağını da ona göre 140 karakter sınırına uygun konuşmuşlar. ileride böyle bir ortam oluşursa, benim sözlerim format dışı kalmasın... sağlam düşüneyim, özet geçeyim demişler. böylece, herkes rahatça paylaşabiliyor, copy/paste'lerine sağlık şeklinde... çok şükür ki!:S
İyi ki onların zamanında twitter yokmuş hah! dakika başı kısa ve öz bir tweet atarlardı. sonra bir de onların retweetleri yapıla yapıla, takip etmesek bile gözümüze sokulurdu dedikleri.
Yazı dilinin çok gelişik olmadığı zamanlarda, kulaktan kulağa yayılmasına ve arada kaybolmuş onca söze rağmen bu kadar paylaşılıyorlarsa, bu adamların zamanından itibaren böyle bir furya olsaydı, şu an sadece kısa cümleler kuran, yoğun içerikli, taşı gediğine koyan insanlar olarak konuşurduk kabızca.
Belki ben sığ insanım... belki bilmek/öğrenmek istemiyorum kim ne demiş... Her duruma uygun; durumu özetleyen cümleler yerine uzun uzun konuşmak istiyorsam size ne yaa! adam çok güzel demişmiş... Sen de dersin aynısını başka cümlelerle nedir yani:S Öz söylemiş, çok süpermiş! Aman ne yetenek! Al kısaltma yaptım: BSG!
Tüm sığlığımla hayatımdaki 3 mottoyu sıralıyorum...
1-Acı yoksa gelişme yok Rocky! (Rocky Filmi)
2-Kontrolsüz güç, güç değildir! (Pirelli)
3-Çalı(ş)ınca oluyor! (İzmit Belediyesi)
Bana bunlarla gelin, fizikçilerle feylesoflarla değil valla yaaa!

1 Ocak 2012 Pazar

2011'e veda

Sevgili mi sevgili olmayan mı bilemediğim 2011,
2010’dan şüphesiz ki bir rakamdan fazlası kadar farklıydın. Sana içim daha bir ısınıktı sanki… Gitmesen daha mı iyiydi, bilemiyorum. Gelecek insanı korkutuyor bildiğin üzere… Belirsizlik, diz titreten; diğer yandan da kıçın kıçın, belki de iyi bir şey olur diye de çaktırmadan bekleten bir şeydir. Sanki ben şimdi seni göndermeyi böyle bekliyor ve yenisini bekliyorum.
Bir daha asla olmayacak olman ne üzücü değil mi? Bir zamanlar umutla sen bekleniyordun böyle, şimdiyse, senden sonraki bir an önce gelsin de kutlamalarla karşılayalım diye seni bir kenara itip, yok oluyor olmanı görmezden geliyoruz. Ama insanlar nankördür işte 2011, en azından 2011 yılında sen de bunu öğrenmiş oldun. Sadece bizim yaşadıklarımız yoktu 2011’de, yaşanan her şeyi sen de yaşadın, yaşlanmadın belki ama yaşanan her gün bir tecrübeydi şüphesiz. Ömrün daha uzun olsa belki senin de yaşayabilme ihtimalin olan güzel günlerin olabilirdi… Ama biliyorsun ki, “hayırlısı neyse o…”:) Senin için bundan daha fazlası belki de bundan da kötü olacaktı. “Elden ayaktan düşüp, muhtaç yaşamak vardı bir de” değil mi?
Sen bu dünyaya gelmeden önce hakkında ne söylentiler vardı bir bilsen 2011. Önce sana fazla yükler yüklediler kafalarına göre, sonra onların bekledikleri gelişmeleri sağlayamadı insanlar ve sen geldiğinde “Aman nedir yani? 2011 de sönük geçti… Hala karadan gidiyor araçlar ve diğer gezegenlerdekilerle kanka olamadık, diye de dışladılar seni. Halbuki hiçbiri senin vaadin değildi. İnsanlar böyledir 2011, önce fazla anlam yüklerler, sonra gerçekler işlerine gelmez ve iterler!
Her ne kadar anlam veremediğim kadar renksiz görünmüş olsan da, o kadar huzur verici ve dertsizdin ki sen benim için… Beraber yaşadığımız günleri unutabileceğimi sanmıyorum, her ne kadar akılda kalıcı anılar yaşamamış olsak da… Duyduğum hafiflik ve huzur hissi bana yetti de arttı 2011. Daha az felaket, daha az ölü, daha az yaralanma, daha az kaza, daha az kötü şeyler olabilirdi belki ama bana her şeyin üstesinden duyarsızlık içine girmeme gerek kalmadan, her şeyi atlatabilme gücü almam için yardım ettin ya, bence ölmene rağmen gam yeme… Eğer senelerin cenneti ve cehennemi gibi bir şey varsa, sen benim duamı aldığın için cennetimsi olanına gideceksindir ya da bir süre yanıp, sonra cennete geçeceksindir, bilemiyorum. Önemli olan niyettir 2011. Niyetin beni kırmak değildi biliyorum, olan tüm aksilikler olması gereken şeylerdi, elinden bir şey gelmezdi, sana hiçbir şey için kızgın değilim.
Yarın cenaze törenin tüm kanallarda gösterilecektir 2011. Merak etme ben seni daha içten anıyor olacağım... Senin "best of"larını gösterecekler, kimi zaman gittiğin için ne kadar sevindiklerini kimi zaman da ne kadar güzel olduğunu ve seni özleyeceklerini söyleyecekler. Her şey işlerine geldiği gibi değerlendirilir 2011. Eğer bir yanlışın varsa, sanki hiç doğrun yok gibi taşlarlar ve bir doğrun olduğunda da sanki hiç yanlışın yokmuş gibi bir anda omuzlarına alıp taşırlar, ama bu kısa sürenidir.

“See you in another life brother”
Desmond Hume

Seni herkesten daha farklı olarak seven Şeyda…
Yandex.Metrica