Google

Ben iyiyim de, çevrem kötü...

17 Temmuz 2014 Perşembe

Yemek yerken, bardak, çatal, bıçakla çıkarılan kibar seslerin yanında duyulası şarkıları tok karnına ya da yemek yemezken dinlemek, sanki serin bir yaz akşamında hafif ürperten bir soğukta oturuyormuşum hissi veriyor bana... Fransız şarkıları ve özünde yavaş ama bumçaka bumçaklı şarkılar, lüks görünmeye çalışan bir restoranda çatal-bıçak kullanmayı bilmeyen, fakat, kimseye çaktırmamaya çalışan varoş ama zengin görünmeye çalışan insanların olduğu zevksiz ve estetikten yoksun; hantal masa ve sandalyelerin olduğu bir açık hava restoranında hissettiriyor. Lütfen organizasyonlarınız için böyle yerler seçip, insanları oralara gitme mecburiyetinde bırakıp, ruhlarına böyle tecavüz etmeyin! Ya da bu, sadece benim koşullanmam... Açık havada duyulan çatal bıçak sesleriyle, bu şarkıları iç içe benimsedim sanırım, Pavlov'un köpeği misali... Ama belki de insanlar bu şarkıları normal zamanlarında bile beğenerek dinlerken, böyle lüks görünmeye çalışan ama aslında vasat bir restoranda oturduğunda kendini statü atlamış gibi huzurlu hissettiğinden beğeniyorlardır! "Külkedilerinin mutluluğu" diyorum işte ben bu şarkılara!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yandex.Metrica