Google

Ben iyiyim de, çevrem kötü...

15 Haziran 2013 Cumartesi

12 Haziran 2013 Ayşe doğması:)

Neredeyse tüm insanlar bebeklere karşı daha bir sevgi besler. Çünkü, karmaşık mesajları yoktur. Üzerlerinde butonları vardır. Alnına basarsın, sarılık mı değil mi anlarsın. Kıçına biraz bastırırsın kakası varsa tekrar yapmaya başlar. Acıkırsa, ağlar. Gazı olursa, ağlar ve altına yaparsa tekrar ağlar. Fazla zekaya gerek yoktur ne sorun yaşadığını anlamak için. Bu üç olasılıktan hangilerinin olmadığını eleyip, tek seçeneğe indirirsen sorunu çözülür. Eğer kocaman insan da karmaşıklıktan uzak basit mesajlar veriyorsa, onlar da sevilir. Ama yetişkinsen sevilmeyecek bir insan olmalısın gibidir. Çünkü, küçükken yeterince sevilirsin. Her hissi deneyimlemek gerekir hayatta. Büyüdükçe kirlenirsin çünkü. Kakan artık sadece annenin sütünden değildir; iğrençleşirsin. Kusmuğun da sadece süt değildir; iğrençsindir. Kokun içine çekilesi değildir; ter kokarsın ve bu da iğrençtir. Yani hiç sevilesi değilken de bu hissi arayıp, karmaşık olmayan mesajlarla yaşıyorsan veya bunları bekliyorsan imkansızı beklersin. İnsanın kafatasına uygun şekilde büyümüş beyni varsa, anlamak ve anlaşmak zorlaşır çünkü.
O yüzden biz şimdi Ayşe'yi böyle sevip, tanıyalım. Sonra da büyüsün vakitlice, kakası da kusmuğu da iğrenç olsun. Kafasıyla birlikte beyni de büyüsün. Sonra da aklını sevelim. Karmaşık olsun mesajları, kendine özgü olsun. Durup düşündürsün, sonra güldürsün. Mesaj kaygısız, kar amaçsız olsun. Agu gugu demeyelim, enine boyuna konuşalım. Amin.
Yandex.Metrica