Google

Ben iyiyim de, çevrem kötü...

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Artık sözlüklerde aradığım konu başlıklarını veya başlıklar altında güncel bilgileri bulamamak; daha bir mantıkları çerçevesinde bıdırdanan ve düşüncelerini ukalalıklarıyla harmanlayıp daha bir ağdalı anlatımla uzun uzun ortaya koyan ve hemfikir olmasan da kafanda olayın bir de diğer yönlerinin olduğunun yer tutmasına neden olan insan güruhundan ayrı kalmak beni ne kadar da kırıyor... Sadece duymak istediğin tarafı takip edememek akıl açan bir aktiviteydi halbuki.
Ünlüler eskiden "elit ve sosyal" yaşamla ne kadar birebir olduklarını göstermek için bir "asosyallik" simgesi olan internete "Arkadaşlar, o hesap benim değil. Zaten vaktim de yok internete ayıracak ayooll..." diyerek burunlarını kıvırırken; şimdi haberler bile bilmem kimin twitter yazıları veya fotoğrafları üzerinden dönüyor. Tv programlarına katılanlar cep telefonlarını kapatıp, yanlarına bile almazken; şimdi karşısındaki konuşurken, ergen evlat sofrada gameboy oynuyor gibi bir tavırla umursamaz davranıyor arada sessizliğini "Aaa.. Bilmem kim şimdi bana şu cevabı verdi." diyerek, sanki level atlamış gibi!
Bir gün Twitter ve Facebook bir süreliğine bir şekilde kapanır ve sözlüklü sözlüğüne döner; ünlüler de sentetik hayatlarını sosyal "house party"lerinde özgürce yaşamaya, diye bekliyorum... ve bunların hepsinin tıpkı geçmişte denenlerin unutulduğu gibi unutulmasını da. Gerçekten yaa... daha önce internete girecek vakti bulamayan ünlüler şu an neylerinden fedakarlık ederek bu işe vakit ayırabiliyor: daha az "grupça" aktivite?
Umarım Amish tarzı bir yaşam da "trend" olur bir gün. Biri yaparsa, diğerleri de yapacaktır nasılsa. Birinin bunalıma girip, her şeyden elini ayağını çekmesini ve akıllı telefonunu satan bilge olmasını bekliyorum.
Bu dilekleri Facebook üzerinden belirtiyor olmak da, "Hayat sokakta" deyip, tv programı yapmak kadar ironik. Hani "sosyal medya", "klavye delikanlılığı"ydı ve kabul edilecek bir tarafı yoktu sözlüklerde laflar o insanlara itina ile sokulurken #'siz bir formatta! What da fuck!!!!!!!!
Bir de şimdi gerizekalı gibi, gülümserken fotoğraf çekip, "happy", "smile", "sunshine", "life", "ot", "bok" diye kelime sıçmıkları serpiyorsunuz ya ortalığa... Ana fikri açıklayan kelimeleri mi bulmaya çalışıyorsunuz, ilkokul öğretmenleri ödev vermiş çocuklar gibi Allah aşkına! Fotoğrafa bakınca öğeleri seçebiliyoruz biz. Ne yeyip nereye gittiğinin bile izahatını vermeye ve almaya alışmış insanlar fotoğrafta senin yazdıklarını okumazsa tüme varıp; tümden gelemeyecek kadar mı küçülttüler diyorsun beyinlerini?! (Hadi ben şimdi kategori oluşturmak için yapıyorum da, bunlar çocuğunun fotoğrafıyla gündeme mi oturmaya bekliyor?)
E-muhtıra yayınlanmış bir ülkede Twitter'a MısırdaKatliamDursun yazdığında duracağını sanan bir millet olmak çok da acayip durmuyor doğrusu. Belki de herkes hashtagler yazarsa evrene pozitif enerji yayarlar ve herkes savaşmayıp, sevişir dimi yaa?! Offf süper fikir yhaa!!! Şimdi anlıyorum, hepinizi...
hashtag(fuckyouall, muah)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yandex.Metrica